Ana içeriğe atla

Eskiden Ben

Yıllar önce yazdığım üç tane yazıyı buraya geçirme ihtiyacı hissettim. Bir gün kaybolurlarsa en azından burada bulunurlar diye. İnternet hiç kaybolmıycak ya o bakımdan. Sırasıyla okumak isteyen En alttan, Nurettin Eşfak'tan başlayıp yukarıya doğru çıkabilir. Çıkmayabilir de

Yorumlar

fish dedi ki…
çok iyi yapmışsın..bi yerlerde duracağına burada gözünün/gözümüzün önünde dursunlar :) nurettin abiye mektup çok gerçekçiydi :PP

hele alınan çeyizlerin naylonlarıyla saklanması gerçeği ayrı bir traji komik halk hikayesidir bizde...35 yaşında evlenen ve 22 yaşından beri çeyiz alıp 6 yıl önceki çamaşır makinesi modelini kullanmak zorunda kalan teyzemden bilirim..:P

acıklı bir durum ki allahtan şimdiki gençler uyanık artık..

bkn: evlenmeyecek kadar uyanık olan gregor samsa ve evlense bile çeyizini depoda saklamayı akıl eden uyanık arkadaşları :P
fish dedi ki…
hımm bi de şeyi unuttum; bu blogunun son hali olarak kalacak mı?? yoksa her açtığımda ayrı bir resim görecek miyim..? daha kafan ne kadar karışacak :P

hayır derdi beni gerdi de o açıdan şey ettim :PP
Gökhan dedi ki…
bahar temizliği hesabı biraz değişiklik iyi gelir diye düşündüm. Bu fotoğraftan sıkılınca başka bir tane koyacağım. Ne zaman bilmiyorum. Ben bazı konularda kolay sıkılırım bazılarında da çok zor hankısı onu bilmiyorum ama.

Bu arada Nurettin Eşfak'a mektup benim de yakından tetkik ettiğim bir geleneğin sonucu aslında. Benim kuzen de yaptıydı aynısını.
bahtsız bedevi dedi ki…
İlk tanıştığımız günde 3 postla birden karşılanmam bahtsızlığıma tekabül ediyor :) Her neyse de, inan okumaya başladım ve lakin, fonun siyah ve yazının beyaz olması gözlerimi mahfetti ve pes ettim bıraktım okumayı. Cabası, gözlerim bugünden beri karakalem reprodüksiyon çalışmaktan geberik durumda.

Not: Yorumlarım başka postlarına artık. Lüffen postlarını beyaz değil de, gri gibi daha kırık renklerde yaz :)
Gökhan dedi ki…
müşteri memnuniyeti herşeyden önemlidir
bahtsız bedevi dedi ki…
Ben buraya yorum yazmıştım. Allaalla. Yaşlanıyorum artık galiba..

Demiştim ki, müşteri memnun, hem bu blogu tanıdığına hem de postların yeni rengi için :)
Gökhan dedi ki…
her zaman bekleriz efenim

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

Mahur Beste

Fizy'den Mahur Beste'yi dinlerken aklıma geldi de, benim hiç Müjgan diye arkadaşım olmadı. İçinde J harfi olan isimlere ayrı bir sevgim, saygım vardır zaten ama Müjgan'ın yeri ayrı. Aranızda hiç Müjgan var mı? Arkadaş olsak onunla. Mahur beste çalınca ağlaşsak karşılıklı? İçinde J geçen başka hangi isimler var bu arada? Jale, Jülide, Müjde (Janset Jülyet onları saymıyorum) Nejat var erkeklerden. Başka aklıma gelmedi, var mı bilen hatırlayan? edit: Burju SıdqıSıyrıque'dan Tijen ve Nejdet geldiler efenim Ojuz'da Ojuz'un nesi kötü annamıyorum ki diyerek katıldılar :) edit 2: Baskıyı durdurun! Ceren'den çok önemli bir ekleme geldi! Ajda! Bu nasıl unutulur, nasıl ilk akla gelenlerden olmaz! Halbuki en çok duyduğumuz J'li isimdir herhalde kendileri. Bravo Ceren. edit 3: Akşam baskısına girin! JoA'dan Tanju geldi. Var mı başka arttıran? edit 4: İhale JoA'da kalmak üzere. Tanju, Ejder ve Ajdar'la fırtına gibi bir giriş yaptı JoA. Jidden