Bu bir yılbaşı yazısı değil. 2009 ya da 2010'dan bahsetmeyeceğim bu yazıda. İçimizdeki büyük sıkıntının sebebinden bahsedeceğim. Uzun zamandır yazmak isteyip de planlı programlı yazma derdiyle ertelediğim ama aslında daha önce yazdığım bir sürü yazıda ucundan kenarından değdiğim bir konu bu aslında. Artık planlı programlı yazmaya da takılmayıp allah ne verdiyse yürüyorum. Zannımca 1800'lerin sonlarında yaşayanlarla aynı haleti ruhiyedeyiz bugünlerde. 1789'un üstünde yüz yıl geçmiş, arada 1840 ve 1860 devrimleri ile Avrupa hallaç pamuğu gibi atılmış. Adına devrim dediğimiz zaman dilimi müthiş renkli, hayat dolu ama bir o kadar da tekinsiz ve tehlikeli. İnsanlar sürekli bir sallantıda yaşamaktan yorulmuşlar ama artık nihayet sonu gelmiş. Neredeyse 20 yıldır o zamanki "en ileri dünya"yı (Çünkü bugün olduğu gibi o gün de zaman dünyanın her yerinde aynı hızla akmıyordu) bir bütün halinde sarsan "küresel" (Bu "küre" Amerika, Avrupa, Rusya ve biraz ...