Ana içeriğe atla

Körolasın Kurban Baryamı!




Ah o Camp Nou'da ben de olaydım,
Barça, Barça, Barçaaaaa diye böğüraydım!
Geçen sene bu vakıtlar gitmiş olduğum El Clasico'ya gitme serüvenimi kendim için bir El Clasico'ya çevirme çabalarım, muhtelemen bu habarı verdiğim bir takım kem gözlerin nazarı yüzünden sekteye uğratılmıştır! (Cümle devrikmiş düşükmüş umrumda değil! Gidiyordum ulan! Barnağımın ucundaydı) Şişler girer inşallah o gözlere
Hayatımda ilk defa Kurban Bayramında bir kuzu kadar mahzun, bir boğa kadar kızgınım. Öncelikle Barcelona'da ikamet eden Katalanlara en derin küskünlüklerimi bildirmek istiyorum. Tamam takımınızı seviyorsunuz ama insan 100 bin kişilik stadyum yapar da kombinesini komple satar mı be kardeşim! Fenerbahçe değilsiniz ki siz! Altı üstü bir Barcelonasınız! Kasımpaşa gibi köklü kulüplerle ve Yılmaz Vural gibi kurt hocalarla uğraşmayorsunuz ki! Altı üstü Real Madrid maçı lan! Gidin Kurbanınızı kutlayın evinizde ibneler! Gitmeyin maça!
Sinanım sağolsun bir gününü bilgisayar başında geçirip barnağını refresh butonundan çekmemek suretiyle 2 tanecik bilet bulmaya çalıştı ama nerde! Herkes tutturmuş gidicem diye! Ne varsa bu maçta anlamıyorum ki!
Neyse sonuç olarak eğer Kurban Bayramı yüzünden İstanbul-Barcelona uçak biletleri bokunu çıkaracak kadar pahalı hale gelmeyeydi, Sinanıma "koy götüne kardeşim kaç paraysa bas alalım" diyesiydim. Ama olmadı, yanarım olmadı.
Bu ülkenin bu kadar dışa açılması iyi olmadı kardeşim! Ben bunu bilir bunu söylerim. Nerde eski Kurbanlar! Hep birlikte ailecek bir araya geldiğimiz, koyunu kesip etini kavurup rakıyla birlikte mideye indirdiğimiz o güzel, o içine kapanık Kurban Bayramları! Bok mu var lan Kasımın 29'unda Barcelona'ya doluşacak şerefsizler!
Nihayetinde yukarıdaki fotoğrafın tekrarlanacağı bir pazar günü bizi bekliyor. Maalesef evde eda edeceğim El Clasico'yu, yerim Kurban'ını.
Gidemedim oooooy gidemedim.

Yorumlar

No More Virgilius dedi ki…
http://unaielorza.files.wordpress.com/2009/04/foto-mestalla.jpg


Buraya gidersen haberim olsun üstad :-)

(Valencia'nın Mestalla'sı... Hayalimdeki stad...)
Gökhan dedi ki…
Bu stad değil baba, bu ne ben anlamadım :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!