Ana içeriğe atla
Bugünlerde buraya bir şey yazmıyorum. Farkındayım. Bugünlerde çok fazla şey yazıyorum. Çok fazla şeyi bir arada düşünüyorum ondan buraya ne vakit ne de güç kalıyor. Bir de şu var tabi, her yerde, her alanda olduğu gibi burada da bir rolü oynamak zorunda olduğumu farkettim. Burada da bir maskem var ve bugünlerde o maskeyi takasım yok. Olanlardan sadece kendim sorumluyum. Devlet büyüklerimin affını dilerim.

Ama biraz önce tuvalette aklıma gelen bir mesel var onu da paylaşmadan etmeyeyim

Üzerinde Yeşil Dev Hulk'un yüzü olan bir donum var. H&M'in biz götü çocuk kalmış erkeklere müthiş bir hizmeti bu çizgi roman karakterli donlar. Bu donu Budapeşte H&M'den almıştım. Biraz önce etiketine baktım "Made in China" yazıyordu. Hulk'un ağır takipçisi değilimdir ama süper kahramanlık kariyerinin bir yerinde kızıl Çinlilerle karşı karşıya gelmiş olması ihtimali yüksek. Şimdiyse üzerinde onun resmi olan bir iç çamaşırı Çin'de üretilip Macaristan'da satılıyor. Globalleşme mi bunun adı, post-modernizm mi bilmiyorum. Bir tek şeyi biliyorum. Hulk'un savaşacak düşmanı kalmadı artık. Afganistan tepelerinde Taliban'a karşı mı savaşacak? Ya da Süpermen gibi özgür bir İran için Amerikan vatandaşlığından mı çıkacak? Kim yendi? Kim yenildi? Arada güme giden kim oldu?

Sonuç olarak, götü çocuk kalmış erkeklere tavsiye ediyorum bu seriyi. Bende Örümcek Adam, Süpermen ve Kaptan Amerikalısı var. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!