Ana içeriğe atla

16.02.2012

Bu sabah çok erken kalktım. Çünkü çok erken yattım. Basit cümleler uzun bir hayat. Rüyamda bir cruyz gemisiyle Caponya kıyılarındaydım. Herkeşler denize giriyor. Ben de atacağım kendimi denize fekat dev bir karaltı görüyorum. Ananski rimski korsakof o ne! Katil Balinalar! Hemi de İspermeçet Balinası ebadındalar. Suyun üstüne yükseldi karaltı, havaya fırladı ve dabof diyerekten suya düştü. Sonra bir iki tane daha. Rüya görmek çok eylenceli bir şey. Allam yaşasın hayatımda ilk defa havaya fırlayan balina görüyom diyorsun ama aslında görmüyorsun ama yaşadığın heyecan sahici. Sonrası fena, katil balinalar katliam yaptı resmen, önlerine geleni yediler. Bir ara gerçek katil balina boyutlarında olan bir tanesi havaya fırladı, tam havadayken ispermeçet balinası ebadındaki yani çok büyük olan katil balinalardan biri suyun içinden bir anda çıkıp kaptı onu ve yuttu. Sanırım erken kalkmanın böyle avantajöz bir durumu var. Gördüğün rüyayı unutmuyosun. Bi de horoza seslenmek istiyorum. Yan komşunun horozuna... Geçen gün ben bu saatlerde yatarken sürekli öten... oha mesajımı aldı sanki eşoleşek ötmeye başladı! Geçen gün ben bu saatlerde yatarken sürekli öten horoz şimdi nerdesin yazacaktım ötmeye başladı lan! Oha! Korkuyom! 

Yorumlar

sarya dedi ki…
bende bu aralar kendimi hiç iyi görmüyorum Gökhancım. umarım geçicidir.
Gökhan dedi ki…
amen amen!

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!