Ana içeriğe atla

BU ADAMI SEVMEYEN ÖLSÜN LAN!



BUNU SABAH AÇ KARNINA DİNLEMEYİNİZ ANACIM. ÇARPAR. GECE ÜÇ GİBİ EFKARLANMAK GİBİ BİR NİYETİNİZ VARSA VER GELSİN. 



Müşkülpesent Atlar 

Geçit boyunca, tepenin hemen yanında, sınırın çok dar olduğu yerde 
Kamçıyla atlarımı sürüyorum, daha güçlü darbelerle, kuvvet uygulayarak…
Soluyabileceğim hiç hava yok,-Rüzgârı içiyorum, yutuyorum sisi
Acıklı tutkuyla hissedebiliyorum ölüyor olduğumu, ölüyor olduğumu!

Yavaşlayın, atlar, hevesinizi yatıştırın!
Eski sıkı köseleyi dinlemeyin
Ama sahip olduğum atlar müşkülpesent
Ne adamakıllı yaşamaya ne şarkıyı söylemeye zaman oldu…

İçmelerine izin vereceğim ve bu mısrayı söyleyeceğim
Kısa bir süre daha uçurumun kenarında kalacağım…

Acımasız bir kasırga bir kar tanesi gibi beni zaferden sürükleyecek 
Sabah, kızağın yanında, karın üstünde, karın üzerinde yükselip batacağım 
Dörtnalızın hızını kesin, atlarım,-huzurlu ve sakin olmasını sağlayın
Ve yolculuğumu son ve kesin sığınağa kadar biraz uzatın

Yavaşlayın, atlar, hevesinizi yatıştırın!
Eski sıkı köseleyi dinlemeyin
Ama sahip olduğum atlar müşkülpesent
Ne adamakıllı yaşamaya ne şarkıyı söylemeye zaman oldu…

İçmelerine izin vereceğim ve bu mısrayı söyleyeceğim
Kısa bir süre daha uçurumun kenarında kalacağım…

Zamanında geldik, Tanrı’nın sarayında gecikme yok-
Neden melekler orada yüksek, sinirli sesleriyle şarkı söylüyor?
Ve belki de çandır kötülük ağlayan
Ben vahşi, asi atlarıma “Yavaşlayın!” diye bağırdığımda

Yavaşlayın atlarım, hevesinizi yatıştırın! 
Size yalvarıyorum, bu kadar güçlü hamle yapmayın! 
Ama sahip olduğum atlar müşkülpesent-
Yaşayacak zaman yok,-bu şarkıyı bitirmeme izin verin!

İçmelerine izin vereceğim ve bu mısrayı söyleyeceğim
Kısa bir süre daha uçurumun kenarında kalacağım… 





(Müge'nin nefis çevirisiyle) 

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Peki ya o Müge'nin, "Müge kim lan? Ben dururken kim çevirmiş bunu onlara?" demesi ne olacak? Abovvv, kaç zaman oldu, unutmuşum. :)
Gökhan dedi ki…
HAHahahahahahah ya ben sana bi şey derdim şimdi ama!... Laz! :)
Adsız dedi ki…
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!