Sevgili günlük Bugün gene gözyaşları içinde uyandım. Seçim geldi aklıma, ülkem seçime gidecek. Peki ben orada olacak mıyım? Ülkemin geleceğine katkıda bulunabilecek miyim? Gerçi gelmeden evde bizim yeğenin boya kalemleriyle hazırladım oy pusulamı, en sevdiğim partime vurdum mührümü, zarfı yaladım yuttum, sonra çıkardım verdim anama. “Anam!” dedim “Garip anam, yiğit anam, çilekeş anam! Olur da o günden önce ölürsem ya da elenemezsem o kutsal günden önce, dönemezsem ülkeme, beyaz gelinlik giydir ülkeme, kırmızı kuşağını bağla beline. Ne de olsa düğün günüdür ülkemin o gün! Sandıklarca çeyizi olacak o gün ülkemin. Deste deste oy çıkacak bizim damada! Ha bu arada benim zarfı da unutma, araya sıkıştırıver canım annem!” Paskal geldi o sırada “Libadiye neresi?”diye sordu. “Neden?” dedim. Orada oy kullanacakmış Paskal. Kolay gidiliyor muymuş? Zorsa gitmeyecekmiş. Sert çıktım, tavır yaptım. “Değil Libadiye Fizan’da olsa kullanılacak o oy Paskal efendi!” dedim. Boynunu eğip bir af dilemesi vardı...