Ana içeriğe atla

ÇAKMA TARİH YAZILARI 1

Peri Bacaları Nasıl Oluştu?

Kapadokya’daki Peri Bacalarının oluşumu hakkında bir çok jeolojik açıklama vardır. Bunların hepsi yanlıştır. Peri Bacaları aslında tamamen insan elinden çıkmıştır. Peri Bacaları tarihin ilk gecekondularıdır ve Hititler zamanında bölgeyi işgal eden ilk Türk kavimleri tarafından yapılmışlardır. Bu ilk Türk kavimleri henüz yazıyı bulamadan, arkalarında sadece Peri Bacalarını bırakarak çakma tarih sahnesinden silinmişlerdir. Onlar hakkındaki kısıtlı bilgimizi Kapadokya Hititlerinin merkezi hükümetle yaptıkları yazışmalardan ediniyoruz.
Bu kaynaklara göre Erken Türkler diyebileceğimiz bu Türk Kavimlerinin en önemli özellikleri erken boşalmalarıydı. Bu yüzden Hitit kaynaklarında Mutsuz Kadınlar Kavmi olarak adı geçen Erken Türkler, Hitit İmparatorluğu’nun en güçlü olduğu zamanlarda genel kanının aksine Orta Asya’dan değil Havai Adalarından göç etmişlerdir Orta Anadolu’ya. Mutsuz Kadınlar Kavmi’nin erkek üyeleri erken boşalmalarından Havai Adaları’ndaki volkanik aktiviteleri sorumlu tutmuş ve cinsel münasebet sırasında aniden patlayan volkanların kendilerini korkuttuklarını ve prematüre ejakülasyona sebep olduğunu iddia etmişlerdir. Bunun üzerine kavmin mutsuz kadınları tarihteki ilk transatlantiği ve küreği yaparak kocalarını da transatlantiğe katmışlardır. Uzun zamandır orgazm olamamanın getirdiği enerjiyle aynı anda küreklere asılan kadınlar geminin dünyanın sesten hızlı giden ilk ve tek gemisi olmasına sebep olmuş, hızını alamayan gemi, Atlantik Okyanusunu ve Akdeniz’i geçmekle kalmamış, Güney Ege kıyılarından yardırarak Kapadokya’da ancak durabilmiştir. Bugün Ege bölgesinde dağların denize dik olmasının sebebi aslında bu dramatik olaydır.

Birdenbire ortaya çıkan bu yeni insanlar Hititler tarafından başlangıçta hiç hoş karşılanmamıştır. Hitit şehirlerine yerleşmeleri kesinlikle yasaklanan Mutsuz Kadınlar Kavmi ilk önce Ihlara Vadisi’ndeki mağaralara yerleşmiştir. Fakat anne ve babalarından habersiz o mağaralara gidip kavak kabuğundan yaptıkları sarma sigaraları ve köpeköldüren şaraplarını içerken mağara duvarlarına grafitiler yapan Hitit ergenleri kavmin uzun süre orada barınmasına izin vermez. Grafitilerinin üstüne henüz yazı yazmayı bilmedikleri halde çivilerle kendi isimlerini yazmaları yüzünden çıkan Birinci Ihlara Brendisi’nde Ergen Hititler’e yenilen Erken Türkler vadiden çekilmek zorunda kalmışlardır.

Bu arada Erken Türk erkekleri, seyyar satıcılık, korsan tabletçilik, savaş arabası parkı mafyalığı gibi işlerle bozkırda kurulmuş olan Hitit şehri Kabakoyacakı’na yavaş yavaş sızmaya başlarken Erken Türklerin Mutsuz Kadınları ise taş üstüne taş koyup sırtına çamur sıvamak suretiyle tarihin ilk gecekondularını yapmaya başlamıştır

Kapadokya’ya yerleşim Erken Türk erkeklerinin erken boşalma sorunları maalesef çözüm olmamıştır. Üstelik akşamları işten yorgun gelen erkekler bu sefer de kadınlara bütün gün çalışıp geberdiklerini, hiç yanaşmamalarını söylemeye başlamıştır. Kadınlar sinirlerini çocuklarını döverek ve gecekondularına kat çıkarak çıkarak geçirmeye çalışmış, nihayetinde bugün Peri Bacası diyerek şeklinin çağrıştırdığı imgeden uzaklaştırmaya çalıştığımız taş formasyonlar böylece son halini almıştır.

Tarihin ilk belediye başkanı olan Kapadokya Belediye Başkanı Asrumşuppattuli’nin ikinci kez yapılacak olan seçimler için hazırlattığı ve savaş arabalarından halkın üzerine attığı propaganda tabletlerin halkın kafasına gözüne gelmesi sonucunda oluşan ölümler sebebiyle Kapadokya’nın nüfusu azalmış, seçimlerden sonra gecekondulara imar vereceğini söyleyerek Erken Türklerin oylarını almayı planlayan Asrumşuppattuli azalan nüfusu geri kazanmak için Mutsuz Kadınlar Kavmi’ne şehirde yerleşim izni vermiş, Erken Türkler Kapadokya’ya yerleşmiş ve Hitit kültürünün içinde kaybolarak özbenliklerini ve Türklük bilinçlerini kaybetmişlerdir. Geriye uçsuz bucaksız bozkırın üstünde bir takım penisler kalmıştır.

Yorumlar

Sade dedi ki…
Neymiş? Ege bölgesinde dağların denize dik olmasının sebebi aslında bu dramatik olaymış :) deli
Gökhan dedi ki…
:P Devamı da var bu çakma tarih yazılarının... ama diğerleri böyle örotik değil tabi :)
Sade dedi ki…
ossun gerisini bekliyom dört gözle eğlendim ben
sarya dedi ki…
:))))))))))) Gökhan sen cidden delisin.

Şanlı tarihimizden bir yaprağı merakla bir çırpıda okudum.
bende tarih dersini kimse niye sevmez diyorum, sevmezler tabi. tarihi en başından böyle yazsalar herkes nasıl ayılıp bayılarak okuyacak hemde öyle böyle okumak değil kitabın sayfalarına gömülecekler. ama nerde!..

Tarihi yeniden yazmak diye ben buna derim. erken türkler :)))) hey allahım yarabbim. gülüyorum hala.
Adsız dedi ki…
Enişte, sen içiyorsan biz de ondan alalım.
Adsız dedi ki…
Sen 'ne' içiyorsan olacak, aman be!
Gökhan dedi ki…
Sarya,eylemlerimiz devam edecektir!

Müge sen ne içiyorsan ben ondan almaya karar verdim esas :)))

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!