Ana içeriğe atla

Kaplan ve Turna

Bütün o turna vuruşların
o kaplan pençelerin
öldüremedi beni
çünkü ellerimdeydi hayatımın özü

Ama sen ellerime vurmaya
tenezzül etmedin.

Bendeniz friilens şair
mesaili çalışmadım ömrümde bir kere bile
travmatik bir yüzyıl bitirdim alnımın akıyla
zeytinden uzun sürdü yok yılım
bilmiyorum
çok fazla umudum yok şiire dair.

belki bendeki bu filizler
küresel ısınmanın
kaçınılmaz sonucudur.

Ama olsun modern bir erkeğim ben.
Bulaşıkları yerleştirdim
filtreden damlıyor kahvem.
Zaten ne fayda gelir
bulaşıkla kahve arasında
yazılan bir şiirden

Vurmadın ellerime
özü vardı hayatımın
ellerimin içinde

Bir adam bıraktım ben o sokakta
yerde
kanlar içinde

hayalleri geçtim
ruhumu kırdın sen benim
bir gözümü kaybettim o gün
onaltı yaşında bir oğlan çocuğu düşürdüm
sabahın kör saatinde
sağımda duyu kaybı
ciğerlerim Malboro
kime anlatsam anlamaz
sana anlatsam anlarsın
sana da anlatamam.

Elimde floş olsa ne yazar
Kare açar bi şerefsiz
Zaten elimde ne floş var
Ne de blöf yapacak halim.


Bütün kemiklerimi kırsan da
Öldüremedin beni işte
Çünkü ellerimdeydi hayatımın bütün özü
Elimde hayatımın özü…
Hayatımın özü…
Hayat…
Öz…
Toz...

soğuk suya katınız, iyice karıştırınız
neşe katınız yaz akşamlarınıza.


Yorumlar

Babel Fish dedi ki…
bravo. yaşamdan içeri, evlerden dışarı bir şiir olmuş. yürekten kutluyorum. :p
Gökhan dedi ki…
Teşekkür ediyorum, bir İbrahim olmasak da uğraşıyoruz :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!