Bugünkü Hürriyet'te haber var. Oyun atölyesinin Antonius ile
Kleopatrası Londra'da oynandı ya, Guardian'da eleştiri çıkmış. Adam gibi
eleştirinin nasıl olduğunu unutmuştum, İnciluz hatırlattı sağolsun.
...Kemal Aydoğan’ın “canlı ve geleneksel bir prodüksiyona”
imza attığı belirtilen yazıda, Tekindor’un dar beyaz elbisesi içinde, Hedy
Lamarr’ın canlandırdığı Delilah karakterini hatırlattığı ifade edildi.
Tekindor’un, Kleopatra’nın duygularındaki tüm iniş çıkışları yansıtması da aynı
şekilde övüldü.
Bilginer’in ise Antonius’un çökmekte olan heybetine uygun
görünümünü ve Aktium bozgununda öfkesini sergileyişini beğenen yazar, buna
karşın onun Kleopatra’ya “fiziksel bağlılığını tam yansıtamadığını” savundu...
Peki haberin altındaki yorum?
"Bir ingiliz bizim mimiklerimizden, jestlerimizden,
vurgularımızdan ne kadar neyi anlayabilir ki ? Bir kere ikiyüz kelimelik
ingilice (düzeltmedim: Gökhan), devasa Türkçe 'yi nasıl anlayabilir ?...Haluk
Bilginer büyük sanatçı. Burada ingilizin yapmış olduğu, abesle iştigalden başka
birşey değil. Herkes kendi işine baksın."
Herkes kendi işine baksın ne ya! Niye herkesin içine RTE
kaçtı son yıllarda? Ayrıca adam eline sopayı alır, "gelir der ki benim
dilimde yazan adamı niye oynuyo oyuncun o zaman kardeşim!" der.
"Herkes kendi işine öyle bakmaz böyle bakar" der, verir sopayı verir
sopayı, bir kişi de vatandaşımı dövüyorlar diye yetişmez. Misal ben yetişmem,
uzaktan keyifle seyrederim.
Bi de ne demiş "Bir kere ikiyüz kelimelik ingilice,
devasa Türkçe 'yi nasıl anlayabilir ?..." Bak ya! Bak ya!
Bu gidişatı beğenmiyorum ben. Tamam üç yüz yıllık aşağılık
kompleksimizden kurtulalım ama normale dönelim lan! Niye yeniden uçmaya
başlıyoruz amk! Niye İngiliz'e tiyatro, Arap'a demokrasi, Fransız'a kruvasan
öğretmeye kalkıyoruz hemen lan! Bi dur halkım ya! Bi ortada dur! İki uçtan
birini seçmek zorunda değilsin dengesiz!
Yorumlar