Ana içeriğe atla

Tabii ki Zevcemden İnciler!

"Ay Maya hava nasıl soğuk biliyo musun? Aklı başında hiçbir köpek bu havada dışarı çıkmaz söyliyim."

Yorumlar

Fifi Croissant dedi ki…
bizim misafir akli basinda bisey o zaman. surukluyorum, yine de cikmayacak da, kilodan kaybediyor bana karsi!
Gökhan dedi ki…
Sizin misafir hala sizde misafir mi? :P Bence yerleşmiş o oraya. Bizim yavrular eve girdiğimiz anda ya da sabah kalktığımız dakikada gözümün içine bakmaya başlıyor. Çıkıyoruz di mi? Çıkıyoruz! Şimdi tasmaları takıcaz ve çıkıcaz evet! Çıkarıcaksın bizi di mi? Evet evet! Dışarda nezih bir kar yağdığını, havanın eksi 3 olduğunu anlatamıyorsun maalesef.
alis dedi ki…
E, haklı! Bizimki bugün gezide kaybolmuş. Onsuz eve dönen annem bir süre sonra uzaktan gelen acı acı havlamaları duyunca mecburen aramaya çıkmış. Bulunduğunda bu soğukta kaybolmakla kalmayıp suya da giren salağın karnından buz saçakları sarkıyormuş, tarakla yolunabilmiş o buzlar.
Gökhan dedi ki…
alis bu yorumu sanıyorum zevcem henüz okumadı, okusaydı fena halde kafama kakardı bu söylediklerini :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!