Ana içeriğe atla

İsyanım Var Yabancının Bizi Yanlış Anlamasına!

Alice in Chains efendi gitti (Bu arada "Swing on This" de ne hoş şarkıdır) şimdi de Lebron James kılıklı Dany Granger geldi! Bunların hepsinin derdi bizim kokumuzla!

Efendi efendi! Senin ataların pamuk tarlalarında çalışırken benim atalarım koskoca bir cihan imparatorluğunu yönetiyordu haberdin var mı!

Türkler ölmüş eşek gibi kokuyorlarmış! Ben kokmuyorum arkadaş! Genelleme yapıyorsun, gelip beni kokladın mı! Ha gelsen koklayacam dersen ben sana kendimi koklatır mıyım? Koklatmam! Neden? "Göster ama  koklatma" diye bir laf var Türkçe'de. Ama ne gösteririm ne koklatırım be sana pis uzun be!

Sen koskoca bir cihan imparatorluğunu yönetmenin ne kadar zor bir iş olduğunu bilir misin? Nerden bileceksin! Meşakkatli iş! Ağır iş! İnsan ister istemez terliyor arkadaş! DNA'yı bulmuşsun ama ne işe yaradığını bulamamışsın ki sen daha! O ter kokusu DNA'lar yoluyla atadan bize geçiyor! Biz bu Cumhuriyeti tınraklarımızla kurduk Granger Efendi! Öyle iki tane kıçıkırık pivotun nanesine de terk edecek değiliz!

Bak sinirlendim konu gene nerden nereye geldi! Türkler kokuyormuş! Kokuyorsak isteyerek mi kokuyoruz efendi! Sen suyun, sabunun, deodorantın kaç para olduğunu biliyor musun bu ülkede! Benim az gelirli vatandaşım her gün yıkansın, her gün kolunun altına deodorant sıksın ohh ne ala! Ekmek alacak parayı nereden bulacak o zaman! Biz de sizin gibi gelişelim ondan sonra süreriz! O zamana kadar idare edeceksin bu kokuyla kardeşim! Sevmiyorsan gelmeyeceksin!

Hem biz öyle kötü kokmayız aslında! Bayılırım ben halkımın kokusuna! Hatta geçen gün gerçekten bayıldım! Bizim dükkana yemek getiren garsonla merdivende karşılaştık, onun indiği yeri çıkarken kendimden geçmişim hayvanoğluhayvanın kokusundan! Ulan bi git yıkan bi şey yap allahın cezası be! Öf be! Ama bunu ben söyleyebilirim kardeşim! Sana n'oluyor! Ben söyleyebilirim ama söylemiyorum. Sen de söyleyemezsin anladın mı Löbürü Lebürü efendi!

Yalnız şaka maka yıkan ey halkım be! Yazın bari yıkan! Allahın aşkına lan!

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Ha ha ha, komiksin. Bir önceki yazın da güzel olmuş, şarkıyı bile dinledim.
Gökhan dedi ki…
Neden geldim İstanbul'a ağırdır be, bazen kendi kendime söylerim üstüme üstüme geldiğinde bazı şeyler :)
gregor samsa dedi ki…
bu yazının bir kısmı ilgili habere yorum yazan milliyet gazetesi internet okuyucularına ait değil mi?
Gökhan dedi ki…
Milliyt olur, Hürriyet olur hatta bazı bazı Radikal bile olabiliyor Gregor :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!