Ana içeriğe atla

Yaşasın! Video Meselesini Çözdüm!

Teknoloji özürlü bir blog yazarı olaraktan yıllardır hayalini kurduğum fakat bir türlü beceremediğim, araştırıp bulamadığım, utancımdan da soramadığım video yükleme bokunu becermiş bulunuyorum ve de görmemişin oğlu olmuş çekmiş çükünü koparmış yapıyorum! Alın size beni hasta eden ve döndürüp döndürüp dinlediğim üç adet Battlestar Galactica parçası. Parçaların sahıbısı olan Bear McCreary'nin, All Along the Watchtower gibi bir şarkıyı Türkçemize kazandıran Bod Dylan'ın ve Battlestar Galactica'yı 80'lerdeki kiç halinden (çocukken de onun hastasıydım) çıkarıp hayvan gibi bir epiğe dönüştüren Glenn A. Larson dayıya teşekkürlerimi bir borç bilirim.

Birinci parçamız Gaeta's Lament.



İkinci parça Kara'nın babasının yıllar önce kendisine çaldığı melodiyi hatırlaması. Dizide bu parça öyle bir sahnenin üstüne gelir ki "Vay ananı bacını!" dedirtir adama



Son olarak da All Along the Watchtower'ın Bear McCreary versiyonu. Bu da çok fenadır allah için!



Hadi bakalım dinleyin de durulun!

Yorumlar

Unknown dedi ki…
Senden daha beteri var şarkı ve video yayınlayamadığım gibi yayınlananlarıda göremiyorum.anlıcağın senin videlarıda göremedim.
Gökhan dedi ki…
Ktunnel'dan gir ustacım en kolayı :)
sarya dedi ki…
Emeklerine değmiş. hepsi çok güzel. :)

Gökhancım video ve müzik demişken, bir blog sitesi var takip etmeni çok isterim. Kuytu (blogger) bu konuda epey zaman ve emek harcıyor ama buna değiyor. Seçtiği müziklerin hepsi birbirinden harika.

http://yahnihalda.blogspot.com/2010/09/physics-of-meaning-destiny-reveals.html
sarya dedi ki…
Beceriksizlik nasıl olurmuş gör adrese tıkladığında siteye gitmeni isterdim ama olmadı.
adres çubuğundan gidiver.
Sevgiler.
Gökhan dedi ki…
Tetkik ediyorum Saryacım :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!