Allaşkına rüya yorumlamasını bilen biri varsa, batıni de olur zahiri de olur, Freud'dan da olur, gönlünüzden de şuna bir el atsın ben hayatımda bu kadar garip bir rüya görmedim.
Bir yerde açık hava esnaflığı yapmaya başlamışım benim kuzenle. O müşteri çekiyor, ben bir duvarın önünde fotoğraflarını çekiyorum insanların. Kuzen daha patron ben daha işçi gibiyim. Paraları o topluyor, müşterileri sıraya diziyor, bana emirler veriyor filan. Nerde olduğumuzu tam bilmiyorum ama Anadolu'da bir yer sanırım. Benim fotoğraf çektiğim duvarda, adamları oturttuğum yerin hemen yanında kadra sokmadığım bir Osmanlı arması duruyor. Biz asmışız onu oraya. Hani vardır ya yeşil ve kırmızı ya da niye anlatıyorum lan, aşağıdaki gibi
Bu kadar karışık değil benim rüyamdaki duvarda asılı olan ama mantık bu. Çapraz asılmış yeşil ve kırmızı bayraklar ve gene X yapacak şekilde dış çepere saplanmış çift tahta kaşıklar var. Arma kabartmalı kaşıklar da gerçek. Burası önemli. Çünkü ben fotoğraf çekmeye çalışırken genç zenci bir arkadaş gelip armanın önünde duruyor. Benim çerçeveme girmiyor, takılmıyorum. Fakat kuzen "Hop! N'oluyo!" deyince dönüp bakıyorum. Zenci kardeşimiz kaşıkları çıkarmış yerinden koltuğunun altına almış gidiyor. Çalma değil bu, kendince anormal bir şey yapmıyor. "Bizim memlekette açıkta kaşık bulursan alırsın" der gibi şaşırıyor bize. Biz de kızmadan alıp elinden kaşıkları yerine takıyoruz. Ben gene dönüyorum, duvarın önünde bıraktığım abinin fotoğrafını çekicem, gene bir "Hop!" sesi, bir bakıyorum bu sefer başka bir zenci abi, daha orta yaşlı, almış kaşıkları, ben ve kuzen müdahale ediyoruz. Bu adam da şaşırıyor. Allahtan İngilizce biliyor, "ben bunları almak istiyorum" diyor. Ülkelerinde tahta kaşık yok muymuş, yoksa sadece tahta kaşık mı kullanırlarmış öyle bir durum. Bunun üstüne "sen onları bırak, biz seni tahta kaşık alabileceğin bir yere gönderelim" diyoruz ve çırağı çağırıyoruz. Çırağın adı Aydın. Aslında benim kuzenin adı Aydın. Neyse çırak geliyor, benim kuzen çırağa durumu anlatıyor. Bekleyen zenci adamı tahta kaşık almaya götürecek çırak. Herşey halloluyor, ben fotoğraf çekmeye devam ediyor.
Hadi bakalım buyrun burdan yakın
Not: "Kıçın açıkta kalmış" yorumunu kabul etmiyorum şimdiden biline.
Bir yerde açık hava esnaflığı yapmaya başlamışım benim kuzenle. O müşteri çekiyor, ben bir duvarın önünde fotoğraflarını çekiyorum insanların. Kuzen daha patron ben daha işçi gibiyim. Paraları o topluyor, müşterileri sıraya diziyor, bana emirler veriyor filan. Nerde olduğumuzu tam bilmiyorum ama Anadolu'da bir yer sanırım. Benim fotoğraf çektiğim duvarda, adamları oturttuğum yerin hemen yanında kadra sokmadığım bir Osmanlı arması duruyor. Biz asmışız onu oraya. Hani vardır ya yeşil ve kırmızı ya da niye anlatıyorum lan, aşağıdaki gibi
Bu kadar karışık değil benim rüyamdaki duvarda asılı olan ama mantık bu. Çapraz asılmış yeşil ve kırmızı bayraklar ve gene X yapacak şekilde dış çepere saplanmış çift tahta kaşıklar var. Arma kabartmalı kaşıklar da gerçek. Burası önemli. Çünkü ben fotoğraf çekmeye çalışırken genç zenci bir arkadaş gelip armanın önünde duruyor. Benim çerçeveme girmiyor, takılmıyorum. Fakat kuzen "Hop! N'oluyo!" deyince dönüp bakıyorum. Zenci kardeşimiz kaşıkları çıkarmış yerinden koltuğunun altına almış gidiyor. Çalma değil bu, kendince anormal bir şey yapmıyor. "Bizim memlekette açıkta kaşık bulursan alırsın" der gibi şaşırıyor bize. Biz de kızmadan alıp elinden kaşıkları yerine takıyoruz. Ben gene dönüyorum, duvarın önünde bıraktığım abinin fotoğrafını çekicem, gene bir "Hop!" sesi, bir bakıyorum bu sefer başka bir zenci abi, daha orta yaşlı, almış kaşıkları, ben ve kuzen müdahale ediyoruz. Bu adam da şaşırıyor. Allahtan İngilizce biliyor, "ben bunları almak istiyorum" diyor. Ülkelerinde tahta kaşık yok muymuş, yoksa sadece tahta kaşık mı kullanırlarmış öyle bir durum. Bunun üstüne "sen onları bırak, biz seni tahta kaşık alabileceğin bir yere gönderelim" diyoruz ve çırağı çağırıyoruz. Çırağın adı Aydın. Aslında benim kuzenin adı Aydın. Neyse çırak geliyor, benim kuzen çırağa durumu anlatıyor. Bekleyen zenci adamı tahta kaşık almaya götürecek çırak. Herşey halloluyor, ben fotoğraf çekmeye devam ediyor.
Hadi bakalım buyrun burdan yakın
Not: "Kıçın açıkta kalmış" yorumunu kabul etmiyorum şimdiden biline.
Yorumlar
1.zenciler
2.kaşıklar
şimdi sembollerden bir tamlama yapalım:
"zenciler ve onların kaşık tutkuları"
eğer bu rüya çıkanlardansa bu aralar nerde, kimle, nasıl uyuduğuna dikkat etmeni istiyorum. özellikle omuz üstüne yan yatmıyoruz gökhancım. :)
ben tedbirli ol diyorum, zaman kötü diyorum. korkularımız fobilerimiz diyorum. aşkolsun.
ziira freud ukumus olmaya bile gerek yok abinin dingilli dunyasinda kasigin insan bedeninin hangi cografyasina tekabul edecegini anlamak icin dii mi.
simdi
1. tahta kasik > normal corba kasigi
2. zenci abilerin toplumsal tahayyuldeki yeri > normal corba kasigi
3. osmanli armasi: eski gorkemli gunlere ozlem.
4. fotograf: o gunlerin gecmiste kalmis oldugu,anca anilarda yasadiklari gercegi.
5. ruyanin tema sarkisi sultana'dan gelsin o zaman...
yalniz sonu ruyanin acayip olmus, abileri gonderip durumu toparlamak falan. zihnin sana oyun oynuyor, dis mihraklarin sana actigi sorunu cozersen hallolur hersey diyor... ama degil oyle.
bir dost
Ulan bir dost sen de Freud'a sığınarak arada çakı çakıverdin ya, ille senin gülün yareler beni be! :)
Sorun şu ki benim öyle bir sorunsalım yok halihazırda. Ha ilerleyen günlerde olmasından mı korkuyorum? Bilinçaltım benden daha evhamlıysa neden olmasın?
Geri verin lan tahta kaşığımı şerefsiz senciler!