Ana içeriğe atla

01/12/2011

Doktora gittim. Berbere gitmişken yakındaki hastanede aradan çıkarıverdim KBB'ciyi. Köpeklere bir şey oldu mu soluğu veterinerde alıyorum. Kendime bir şey oldu mu iki hafta sonra anca. Bir de böyle araya sıkıştırma modeliyle... Ulan arkadaş berberi araya sıkıştırır di mi! Ama yok. Neyse... kulağım hala çınlıyor fakat azaldı. Burnumdan kaynaklanıyormuş. Böylece burun bandının da neden işe yaramadığını çözmüş olduk. Burnumun içi şişmiş. Bir takım virüsler yapıyormuş bunu. İlla nevazil olman gerekmiyor ama burnun zor nefes hale gelebiliyormuş bu virütikler yüzünden. Öte yandan bunun kulak çınlamasına sebep olmasının temelinde de östaki borusu denen halt. Bu isimde bir borunun vücutta olması yeteri kadar utanç sebebi değilmiş gibi bir de çınlamaya sebep olması...

Sonuç olarak 3 gibi yatıp 8 buçukta şakkadanak kalktım. Yaşasın burun bandı! Sen yokken ben ne acılar çekmişim meğer!

Filmle ilgili enteresan gelişmeler olmakta. Nuri Bilge montaj günlüğü şeyediyor ya ben de filme hazırlık günlüğü tutayım bari. Bir yapımcı ilgileniyor filmle. Bakalım neler diyecek. Öte yandan hayat beni enteresan bir abiyle karşılaştırdı. Uzun zamandır yakınlarımda olan ama hiç doğru dürüst konuşmadığım Hamdi Abi... Gayet aklı başında bir sohbetin sonunda birlikte yol almaya karar verdik. Ya da en azından şimdilik öyle görünüyor. Bakalım. Gelecek günler neler gösterecek. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!