Ana içeriğe atla

İlyas ki

İlyas ki katkısıdır
Vichy Laboratuarlarının bu zalım dünyaya
Nemini versin diye kuru Harput toprağına
Kökünden koparılıp alınmıştır.

O günden beri aloe ve ra
O günden beri imam ve hatip
O günden beri tutmaz ayaklarından altı

Çırak başladı bir sıfır mağlup
Elaziz'in Uzun Çarşısı'nda
Söküğünü kendi diken terzi babasının yanında

Puroya daha yakın sigaradan
Günahları hepimizden küçük
Fönlü saçlara minnet etmedi en ahir zamanında
Bir kere bile düşünmedi
Neden geldim İstanbul'a?

Şimdi sektörel bazda bir bazalt şirketi sahibi

Geçti babasını

Geçti mi babasını?

En cesur şutlarda imzası var halı saha maçlarında
Kronometreler doksanı gösterse
Alsak rahat bir nefes
Pres İlyas! Pres!
Bu üç dakika geçmek bilmes

bir sıfır geriden gelip
bir sıfır öne geçmek

İlyas bilir
Sen bilirsin
Roberto Carlos bilmez

Yorumlar

an(ı)lık dedi ki…
kimse bilmez ben kimim?ben neyim?nerdeyim...
Gökhan dedi ki…
bilmemiz gerekir mi?
Gökhan dedi ki…
ben vereyim cevabını gerekir. ama anlatırsanız biliriz, anlatmazsanız ölü ozanlar cemiyetinin murahhas üyesi olarak kalırsınız di mi?
an(ı)lık dedi ki…
anlatmak için bilmek gerekir.bilmek için tanımak tabnımak için de yaşamak...
gregor samsa dedi ki…
yere bir şey düşürmediğim sürece çok nadir eğilirim. bu postun önünde eğiliyorum.
Gökhan dedi ki…
an(ı)lık bu cevaptan çok bir şey anlamadığımı itiraf ediyorum ve sadece bir soruyla karşılık verebiliyorum. Nasıl yani?

gregor samsa'ya teşekkürlerimi bildiriyorum. çoook uzun zamandan beri yazdığım ilk şiirdi bu, açıkçası korka korka şeyettim, beni hiç tanımayan bir insan tarafından beğenilmesi o bakımdan çok mutluluk verici oldu. Merci boku merci mek
Adsız dedi ki…
geldim Gökhan!kabusun olucam senin hehehe,şaka bee bak illa benim için küfürlü şeyler yazacaksan yazma ben yinede yorum yazarım merak etme ;)
Gökhan dedi ki…
Aaa olmaz, buraya kadar gelmişsin küfürsüz bir yazıyla göndermem :) Karpuz da kesicem ayrıca :)
an(ı)lık dedi ki…
öyle işte:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!