Ana içeriğe atla

Mimmiş

Bu sobeleme mimleme dünyasında halihazırda olağan şüpheli bir insanım. Hala Gregor'un mimini devam ettirememişken Borsalino'dan geldi bi tane. Allahtan bu seferki seyretmeli değil yazmalı. O zaman boş durmayayım siftahı ben yapayım bari. Borsalino kişisinin soruları ve benim cevaplarım aşağıdaki gibidir. Saygılarımla bildiririm

1) Kendi paranızla ya da bir başkasının parasıyla aldığınız ilk albüm.

Bon Jovi, Sleepery When Wet. Cümlenin tam anlamını yıllar sonra öğrenip, "ulan bu ne sigindirig albüm ismi böyle be!" demişliğim vardır. Ama You Give Love a Bad Name'i de onbin kere filan dinlemişliğim vardır.

2) İlk defa sinemada izlediğiniz film.

Hafızam beni yamultmuyorsa "Uzaydan Gelen Yumurcak" ama "Davaro" olma ihtimali de var.

3) İlk gittiğiniz konser.

İzmir Atatürk Stadyumunda yapılan ortaya karışık bir konser. Aklımda kalan tek grup MFÖ. Zaten sırf onlar için gitmiştim. Yıllar sonra aralarından bir tek F kaldı birlikte çalışmadığım, o da olur işallah.

4) Bugüne kadar dinlediğiniz tüm şarkılar içinde, "Bu şarkı beni anlatıyor!" dediğiniz şarkı hangisi?

İlhan İrem'in "Ali Veli Maria" adlı şarkısı. İlhan İrem'i de hatırlamış olduk böylece. Şakası bu, ciddisi Amerikan İlhan İrem'i Bob Dylan'dan "One More Cup of Coffee"

5) Okuduktan sonra kapattığınızda; sizi "Bu romanı benim yazmam gerekirdi!" hissiyatına gark eden roman hangisi?

Elbette "Tutunamayanlar"

6) Son bir film izleme şansınız olsa hangi filmi izlerdiniz?

Kendi çektiğim filmi. Ağlamak istiyorum, yutkunuyorum ama ağlayamıyorum.

Bu arada çok çalışmanın etkisiyle çağrışım azması yaşamış durumdayım. Mim deyince aklıma hemen... onun adı gelir Eti Eti Eti... değil Mim Apartmanı gelir. Üçkuyularda bulunan bir Karpat şatosu gibidir. İzmir sıcak ve sarıyken gri ve bulanık olurdu bu apartman, en azından benim için. Çiğdem Talu'nun bu apartmanda öldürüldüğünü söyledikleri için sanırım. Her önünden geçişimde bir garip olurdum. Çiğdem Talu'yu sevdiğimden değil, adını bilirdim sadece. Bir de o apartoparda öldürüldüğünü. Öyleyken öyle

EDİT. Benim de birilerini mimlemem gerekiyormuş. Cien anos de soledad'a sesleniyorum! Gel bu sorulara cevap ver, pişmanlık yasasından faydalan!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!