Cebimdeki Matara alltaki yazıya bir yorum yazmıştı, ben de ona cevaben bir şeyler yazıyordum ki hadise cevaben olmaktan çıkıp doğrudan bir yazıya dönüştü. O yüzden buraya almaya karar verdim.
Mataracan doğru dedin güzel dedin de işin bir de biz sıradan insanlara patlayan bir tarafı var, bir tarafta Hamas, diğer tarafa Bibi, burda da Recep taşı ateşe atıyorlar, kor kıvamına gelince getirip avcumuzun içine bırakıyorlar. Filistin meselesi uzun süredir uzakta "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" halinde gidiyordu. İşgaller, yerleşimciler, yerleşimcilere atılan roketler, o roketlere karşılık hava saldırıları. 2000-2006 yılları arasında 4000'den fazla Filistinli 1000'in üstünde İsrailli ölmüş. Ölüm bir yerden sonra kanıksanıyor. Dediğin gibi o insani yardım konvoyu gerçekten insani bir şekilde yerine ulaştırılmak için yola çıkmadı. Amaç bizi o kanıksama durumundan çıkarmak ve taraf haline getirmekti, pis oyun, ama işe yaradı. Kafa karışıklığının başladığı nokta da orası oldu zaten. İşin bokunu çıkarıp Hitler'in laflarını facebook'a yazanlar filan oldu, o derece bir kafa karışıklığı. Pkk da Halkalı'yla aynı şeyi yapıyor, gümbürtü bizden uzakta kopuyor, ölen askerlerin evine acı düşüyor, orada kalıyor, yankı bulmuyor, ama her yerde bir bomba patlayabiliyorsa, hiçbir yer güvenli değilse o zaman sorun var demektir. Ne işe yarıyor, kamuoyu mu oluşuyor? Hep birlikte meydanlarda yürüyüp onların istediklerinin verilmesi için baskı mı yapıyoruz? Hayır. tam tersine 9-10 yaşındaki çocukların dimağına militarizm, faşizm, ırkçılık, öfke tohumları atıyoruz. 9 yaşındaki kuzenim aşağıdak fotoğrafları paylaşıyor facebook sayfasında.
Başka 9-10 yaşındaki çocukların facebook sayfasında da Mavi Marmara "Şehitleri"nin fotoğrafları filan vardır büyük ihtimalle. Şehitlerle büyüyor çocuklar, korkuyorlar, öfkeleniyorlar, kızıyorlar, ağlıyorlar, düşmanın kim olduğunu anlamaya çalışıyorlar. Buluyorlar da sonrasında, düşman öteki, ben olmayan, benim değerlerimi kabul etmeyen, Avrupa düşman, İsrail düşman, Amerika düşman, Kürtler düşman, Ermeniler düşman, Yunanlılar şimdi değiller ama her an olabilirler, Rusya zaten tetikte bekliyor, Suriye eskiden düşmandı, eski düşman dost olmaz. Türkün Türkten başka dostu yok be gerçekten! Bütün bir dünya elele vermiş, bu güzel toprakları bölmek, parçalamak ve bizi yok etmek istiyor! Yaşasın paranoya! Yaşasın şizofreni!
Umut Sarıkaya'nın nefis bir yazısı vardı, dünya patlamış Türkiye sınırlarından makasla kesilmiş gibi kopmuş, boşlukta geziniyor, yazının kahramanı da Beşiktaş rıhtımından ayaklarını uzaya uzatmış, "Ulan manita karşıda bekliyor ama geçsem mi, köprü de kilit olmuştur şimdi" diye düşünüyor. Halihazırda genel algı bundan çok farklı değil aslında.
Hadi bizim kafamız karışık, çocukların bari kafası karışmasaydı be ya!
Yorumlar
projesini hayata geçirmek türkiyeninde sınırlarını yeniden çizmek,bunun içinde ayrılık tohumlarını toprağa ekmek belkide
en son kişi senin oğlun olacakken
o bile bu oyunun parçası oldu.ama bu oyun yanlız kürtlerle oynanmayacak onlar doğudan sıkıştırırken şehirlerde kaos yaratılırken güçsüz bir şekilde
kendimizi bir savaşın içinde bulacağız.belki senaryo belkide felaketin taa kendisi.