Ana içeriğe atla

ben benden çok sıkıldım

ben bu blogu sizin için açmadım kardeşim! kendim için açtım! ister yazarım ister yazmam! ben fena halde sorumluluk sahibi bir insanımdır, şu anda bile ünlemlerden sonra büyük harfle başlamamanın sorumluluğunu içimde hissederken, bu blogu açtığımda her seferinde bana melul melul bakan yan yatmış sureti görmek, üstüne bir de altında iki satır yazı görememek ne gibi hissiyatlara garkediyor beni biliyor musunuz!

ben bu blogu kendim için açtım. arada bir dandiriden şiyirler yazarım, bir şeyi unutmayayım diye buraya not ederim, her güne dair notlarımı alayım, nefret ettiğim, tiskindiğim insanlara öfkemi burdan kusayım istedim. günlük sandım ben burayı tamam mı! ama diyilmiş işte allah kahretsin diyilmiş! böhü!

zaten hayatımızın her alanında kendimizi kısıtlamak zorunda kaldığımız şu modern zamanlarda bir de aklıma eseni yazma özgürlüğüm olmayacaksa, bir takım yazılar planlayıp, kendimi muhtelif otosansürlerden geçirip, bir de üstüne edebi sanatlardan bir demet sunma gayreti ve de sıkıntısıyla uğraşacaksam ne skime yazıyorum lan ben bu blogu!

burası benim bekar evim kardeşim! donla bira içip geğirebildiğim yer. daha doğrusu öyle olmalı. ama siz bakarken ben eşofmanlarımla oturup şarap içermiş gibi yapıyorum.

hayır sevgili okur derdim seninle değil. aslında kendimle. madem bu blogu bunun için açtığımı hatırlatmaya çalışıyorum kendime. zaten bütün gün bir takım hikayeleri bir takım karakterlere yaşatıp onu de belli bir yapı içinde kurmaya çalışmak gibi kasıcı bir işim var benim. sınırlarım, engellerim zaten kat kat ve de çok fazla. bir de üstüne buraya gelip güzellik yarışmasında yarışmacı olma heyecanı yaşayamayacam hiç kusuruma bakmayın.

bundan sonra böyle.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!