Ana içeriğe atla

evet kıskancım!

Borsalino kişisi bloga benden sonra başladı. Bugün onu açıp okurkene bir baktım ki ben daha 20 bini yeni geçmişken hatun 30 bini aşmış akmış başka mecralara, izleyici sayısı 40. Benim aslan gibi 12 izleyicim var ki hepsine ayrı ayrı bizi izlemeye devam ediniz diyorum, fakat bu nasıl olacak! Yarından itibaren her sabah açıp kontrol ediyorum Boğazlıkazak blogunu, o hangi konuda yazarsa ben de aynı konuda yazıyorum. Hatta bokunu çıkarıyorum onu yazdığı kelime sayısında yazıyorum. Çünkü benim yazarken çenem düştü mü düşüyor, yazı uzuyor, kafa karışıyor, (benim yazma amacım da bu gerçi ama olsun). Kısa yazıyorum bundan sonra. Evet Borsalino! Seninlen sidik yarışına girdim! Yeter!
EDİT: Anam! Ben bu yazıyı yazarken 13 olmuş izleyicilerim! Sağolasın Karamel :) Hihihi! Bekle beni Boğazlıkazak! Ensendeyim!
EDİT2: Benim bu yazıyı yazmamı mı bekliyordunuz yahu! 14 oldu. Ataşok da geldi. Az kaldı arkadaşlar. Herkeş iki tanıdığını getirse geçiyorum Boğazlıkazak'ı. Bir de lütfen her gün bin kere siteye giriş çıkış yapalım! Böylece bir kaç güne kalmaz biter bu iş! Ondan sonra da parti kurup siyasete atılacam zaten! Boğazlı! Takılma rüzgarıma üşürsün!

EDİT3: Sana selam olsun sayısı 18'e çıkan KÇK izleyicisi! Her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan! İşte budur mobilizasyon! Annenizi babanızı da blogger üyesi yapın, onları da ekleyelim buraya, sahte seçmen yazalım! Bu dava bizim!

EDİT4: Ben edit yazmaktan yoruldum KÇK izleyicisi çoğalmaktan yorulmadı! 19! İşte budur! Geriye kaldı 21! Yarısına gelinen yola yol mu derim ben!

EDİT 5: VEEE 21111111 (Tabi böyle yazılınca olmadı ama siz anladınız) Andımızda bilgilerden bir çelenk nura doğru can atan türk genciiiyiiiiiz!

Yorumlar

atakoc dedi ki…
Blogunuzu izlemek ne demek... Ben ömür boyu peşindeyim... Ama motive olacaksanız, izleyicileriniz arasına katıldım bile...
Gökhan dedi ki…
Yiğidim aslanım! Ataşok bu arada telefonda son durum nedir? :P
Borsalino dedi ki…
Hahahahhaha diyorum kafanız iyiden iyiye karışmış kafası karışık insan sizi :)
Gökhan dedi ki…
ben de sana gülecem bir gün böyle! bir zamanlar fakir ama onurlu bir gökhan vardı diyecem! göreceksin!

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

BEN MEYLİMİ ÜÇ GÜZELE DÜŞÜRDÜM

Ruhi Su'dan dinlemeyi çok sevdiğim bir Karacaoğlan türküsüdür bu. Ben meylimi üç güzele düşürdüm Biri Şems-i, biri Kamer, ille Elif Onların aşkıyla aklım şaşırdım Biri Şems-i, biri Kamer, ille Elif Onların aşkıyle aklım şaşırdım Hangisinden yad eyleyim gönlümü Garip gönlümü Birinin evleri kaya başında Birinin evleri alnım duşunda (o duş değil evladım, atlama hemen dûş. Gerçek olmayan, imge, hayal anlamında) Biri yeni değmiş onbeş yaşında Biri Şems-i, biri Kamer, ille Elif Birinin parmağı dopdolu yüzük Birinin kolunda sırça bilezik Büyüğünü sevsem küçüğe yazık Biri Şems-i, biri Kamer, ille Elif Turna gelir, yüce dağı yol eder Ördek gelir, çayır çimen göl eder Üç güzel oturmuş bana el eder Biri Şems-i, biri Kamer, ille Elif Fizy'den arayın belki bulursunuz. Ruhi Su, su gibi akan sesiyle yaşam sevinci yayar bu türküyle. Neden bilmem, Karacaoğlan'ın çok kafa bir adam olduğunu düşündürmüştür usta bana hep. Şimdi niye yazdım bu türkünün sözlerini? Çün