Ana içeriğe atla

Yazamıyorum

Çok garip bir dönemdeyim, elim kaleme ya da klavyeye gitmiyor. Oturup yazmaya kalksam bir sürü şey var aslında. Ama hiçbirini yazamıyorum, yazıyorum, olmuyor, aman ya boşver kim uğraşıcak diyorum ve daha bir sürü şey. Yazamıyorum

Yorumlar

Böcek dedi ki…
insan bazen öyle tıkanıp kalıyor doğru..
No More Virgilius dedi ki…
Hoca, geçici empotans güneş tutulması gibidir, bilirsin, oradadır, kalkmaz, işlevsizdir; endişe edersin ya böyle kalıda diye, bir süre beklersin ardından tekrar çıkar ortaya, ve sonra ereksiyona kavuşmanın tadı bir vuslatın görkemli coşkusu formunu alır; artık güneş meydandadır.
güneş iyidir.
ereksiyon da iyidir.
arasıra yokluğunu hissettirmeleri varlıklarının değerini bilmemiz için iyidir.
ben de iyiyim.
sen de iyi ol.
Adsız dedi ki…
Dondurma ye Gökhan, biliyorsun dondurma her derda deva. Yaaa, yaa...
an(ı)lık dedi ki…
bence hayatın çok yolunda gidiyor..insan sıkılıp bunalınca yazıya veriyor kendini.acı sıkıntı insanın yaratıcılığını kamçılyor falan filan bknz. K dergisi:P
dide dedi ki…
bence yer değiştirmeyi dene. çok çok çok işe yarıyor.
Gökhan dedi ki…
Canlarım süper sizsiniz!

Fekat ben bu yazıyı yazamıyorum çok üzgün babında yazmadım. Bugün dişlerimi fırçalamadım kıvamında bir hissiyat içindeyim en fazla. Yani çok acıtmıyor, kızdırmıyor, endişeye de sevk etmiyor. Geçmeye başladığını hissediyorum, fakat sadece hissediyorum henüz. :)
polente dedi ki…
Ama ama öyle dememişsiniz ki gayet acı dolu bir yaklaşım olmuş, hay sikiim ya bugünde dişleri fırçalamadan yatsam ne olcak ki den ziyade, yazamıyorüm üleeen hissiyatını aktarmakta okuyuculara.

Okuyucuların avukatı polente ağa

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!