Ana içeriğe atla

New York Sokaklarında-3

Kahve sevenler için 7/11 bir cennet. Ondan fazla çeşit, kahve sürahilerinde narin narin salınarak içicileri bekliyor. Hangisini seçeceğini şaşırıyorsun. "Süper Enerjik" olandan "Cennet Harmanı"na, Kafeinsiz Fransız Vanilyası'ndan Fındık Aromalısına. Kahvelerin yanında da bir süt barı var. Tam yağlı, yarım yağlı, yağsız, aromalı kahve kremaları. Ben bilindiği üzere bir kahve manyağıyım. Kendimi kaybediyorum her sabah. Son gün bokunu çıkarıp bütün kahvelerden biraz dökerek kendi harmanımı yaratmayı planlamaktayım.

Dün Central Park'ta Mr. Big'i gördüm. Yani Chris North'u. Koşuyordu. Sex And The City manyaklarına selam olsun.

Dün New York Times okuma günüydü. 90 sayfaya yakın gazete okudum. Pazar günü NY Times'ının aşıkıyım. Ana gazetenin ilk sayfa haberi Tanzanya'da en yakın hastane iki gün uzaklıkta olduğu için doğum yaparken ölen kadınlardı.

Sabah kahvaltısında donut, öğle yemeğinde İtalyan, akşam yemeğinde Peru, sabah kahvaltısında pancake, akşam yemeğinde Lübnan-İsrail... Kahvaltı seçenekleri kısıtlı. Ama iş öğlen veya akşam yemeğine gelince delirium.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Selam, selaaaammm!!! :D :D
Gökhan dedi ki…
:P Sayın Big Bey biz sizi çok seviyoruz çok beğeniyoruz severek izliyoruz
Adsız dedi ki…
Hahahaha... :D
Dur bakayım, hakikaten ne derdim, bir kurayım: "Mr. Noth, Mr. Noth! Hellooo! Ay kesildim. Sorry to bother you sir, I can see you're jogging but would it be possible to take a picture with you please? Pleeease? I'm from Turkey and needless to say a huge, huge S&TC fan and this is my friend, Borsalino gel gel, geç o yana, thank you sir.
Elsa dedi ki…
ben orda olsam heyecana kapılıp peşinden koşardım big'in. bu şans kolay mı yakalanır canım, koskoca big'ten bahsediyoruz.
Gökhan dedi ki…
Erkekliğe bok sürdürtmek olmazdı Elsa, ne koşacam herifin arkasından o benim arkamdan koşsun alla alla...
Tabi Al Pacino koşuyor olsaydı nikotin dolu ciğerlerime rağmen takardım beşe uçardım arkasından, o ayyyyrrrıı.

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!