Ana içeriğe atla

New York Sokaklarında-5

Gene zevcemden bahsetmek istiyorum. Geldiğimizin ilk günü 4 ikinci günü 8-9 sonraki günlerde de ortalama 5-6 kilometre yol yürüdük. Ben zaten bilindiği üzere lenk bir insanım. İki ayağım da yürürken acıyor. O yüzden ne yaptım? Gittim ortopedik bir ayakkabı aldım ikinci gün.

Zevcem ne yaptı? İlk gün parmak arası terliklerle yürüdü, parmak araları yara oldu, ikinci gün topuklularla yürüdü, topukları yara oldu, üçüncü gün türkiyeden aldığı birkenştoklarla yürüdü, bu sefer de ayağının üst kısmı yara oldu.

Ben: Zevceciğim inat etmesen de bir spor ayakkabı alsan kendine, onlarla rahat rahat yürüsen?
Zevce: Hayır! Asla! Bak diğer kadınlara? Spor yapanlar haricinde spor ayakkabı giyen görüyor musun?
Ben: İyi de anam onlar günde 8 kilometre yol yürümüyorlar! Spor yapan kadınlar bile o kadar yürümedikleri halde spor ayakkabı giyiyorlar! İnat etme al bi spor ayakkabı rahat et.
Zevce: Olmaz! Yürümenin bile bir estetiği olmalı! Ahhh ayaklarıııım!
Ben: .......

Bu noktaların ne anlama geldiğini söylememe gerek yok sanırım

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!