Ana içeriğe atla

Bir Sezon Böyle Geçti



Maçı seyrediyoruz, kendi aramızda yorumluyoruz.
"Abi Uğur çok yoruldu çıkarması lazım."
O sırada yedeklerden biri kulübeye geliyor.
"Ahan da Vederson! Tamamdır Uğur çıkıyor."
Vederson kenara gelir. Tabela kalkar.
"Lan! Alex diyo lan! Manyak mı bu herif!"
Alex çıkar, Fenerbahçe berabere kalır.

Bir sonraki maç
"Abi David çok sırıtıyor, iyi diil bugün"
O sırada yedeklerden biri kulübeye geliyor.
"Lan Kazım olmaz! Manyaklaşma Dede! Yanarız lan! Emreciksin duruyo orda diri diri!... Mına koyim Kazım girdi!"
David çıkar, Kazım girer, Fenerbahçe yenilir.

Dünkü maç
"Gökhan kenara beni değiştirin dedi."
"Hah biri çıkıyor!"
"Ulan David niye çıkıyor! Gökhan sakat!"
Bir değişiklik daha
"Hah! Bu sefer Gökhan'ı çıkaracak!"
"Dede senin kafana sıçayım Uğur'u çıkarıp Vederson'u aldı ya!"
Bir değişiklik daha
"Al artık lan şu Gökhan'ı sağ taraf kevgir oldu beeeee!"
"Anam Semih'i çıkardı! Yerine de Gürhan'ı aldı!"

Ve topu karşı sahada tutan iki oyuncu David ve Semih çıkar, ve Bursa oyundan düşen Gökhan'ın kanadından bin atlı akıncılar gibi gelerek iki gol atar ve Fenerbahçe yenilir. Ve yenenler yenilenlerin dikişsiz ak libaslarında silerler kılıçlarının kanını...

Bu adam bu takımın başında olduğu sürece Fenerbahçe benim için bitmiştir. Hayırlı uğurlu olsun.
Sonuna eklemeyi unutmuşum tabi. Allah belanı versin DEDE!



Yorumlar

Puffy dedi ki…
Hak vermekten başka çare yok sanıyorum :(
ve Erkin Koray'dan Fesupanallah adlı şarkıyı istiyorum.
No More Virgilius dedi ki…
bugun fanatik fenerli bir memurumun yanindakine soyledigi soz:
`eskiden hafta sonu gelsin de yatayim diye dua ederdim, simdi bu takim yuzunden haftasonu gelmesin de gene kahrolmayayim diye dua ediyorum'
Gökhan dedi ki…
Aynen öyle valla. Dün gece moral bozukluğundan oturup çalışamadım. Koyun saymak yerine Dede öldürerek uyumayı denedim o da olmadı, dönelip durdum bütün gece. (bkz dönelmek :P)

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!