Ana içeriğe atla

El İnsaf Gabriel!

"Anlatmak İçin Yaşamak"tan bir alıntı...

"...Bakire ve çilekeş Fransisca teyze eskiden olduğu kadar emindi kendinden, ürkütücü bahaneler öne sürerek ne mezarlığın anahtarlarını teslim etti son gününe kadar ne de takdis için mayasız ekmek pişirmekten vazgeçti; Tanrı böyle isteseydi ona söylermiş. Bir gün o kusursuz patiskalarıyla odasının kapısına oturdu ve kendi kefenini dikmeye başladı, o kadar özenli bir iş çıkarıyordu ki, ölüm tam iki hafta işini bitirmesini bekledi..."

Babacım el insaf ama ya! Ben de kendimce iki kelimeyi bir ipte çevirmeye çalışan bir insanım. Bunu okuduktan sonra moral kalmıyor ki! Yapma böyle şeyler. Anılarını yazıyorsun üstelik, roman filan da değil. "O gün uyandım, kahvaltı yaptım" filan yaz gözünü seviyim bu ne ama ya!

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Sevgili Gökhan,
yorumumum senin post'unla maalesef hiçbir alakası olmayacak ama olsun, içimden sana çok sataşmak geldi.

Biliyorsun, kız babası olmak zor. Hele ki kızlar seninkiler gibiyse daha da zor. Sidikliyi geçiyorum, öteki çok yosma. Artık yorgan altında ayakucunda uyumayı da geçti. Geçen gece yine sarılarak uyuduk. Boy boy fotolarımızı çektim. Evet, seni, o sarışın yellozun benimle yatakta çekilmiş fotolarıyla tehdit ediyorum. Hohoho. Kızın benim olacak!
Gökhan dedi ki…
Al götür al götür onu doğayaaa rama ramaaaa
Bu arada hepi börtdey şekerim az sonra güzel bir süprüzle karşılaşacaksın. süprüzü ben biliyorum sen bilmiyorsun henüz nihahaha
Adsız dedi ki…
O nasıl sürprizmiş kardeşim! Görünce nasıl sevindiysem gözlerim doldu be!
polente dedi ki…
o gabriel ve o pis kitap yüzünden ben blog bile yamıyorum artık.
Gökhan dedi ki…
hehehehe

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!