Ana içeriğe atla

Oh be başardım! :)

Yorumlar

Puffy dedi ki…
Hail to Polanski..!
That's because i don't know about Vyzotskiy..!
Adsız dedi ki…
Ooo, White Nights; Helen Mirren ve Mikhail Baryshnikov. Biz kızlar kendisini aynı zamanda Alexandr Petrovsky olarak da biliriz. :)

Puffy'den sonra yorum yazmam biraz talihsiz olmuş tabii. :P
Puffy dedi ki…
Ama o Puffy,Mikhail Baryshnikov'u Roman Polanski sandığı için iyi ki de sonra yazmışsın :D
Gökhan dedi ki…
O zaman ben de minik bir açıklama geçeyim Puffycim, belki biliyorsundur ama olsun. Barışnikov'a Aleksander Petrovski demelerinin sebebi de Keri Bredşov'un tokmakçılarından birisi ve yegane tokatçısı olmasıdır. Kemikli kıçına değil yüzüne fakat. :)
Puffy dedi ki…
"Kadına şiddete son"yazısı yazdığım böyle bir günde,kadın tokatlayan bir adamı manşetlere taşımanız beni derinden yaraladı Üstadım :)
Adsız dedi ki…
Alexander değil Gökhan'cım, Alexandr ya da "Call me Bob". Borsalino bunun hikayesini anlatsın sana. :)

Aşkım Kızım'ı da benim için seviniz lütfen, oyhş yine çok özledim kendisini. Rıspı.
Gökhan dedi ki…
Siz kadınların sorunu bu işte! elinizdekiyle yetinmiyorsunuz! hep daha fazlası, hep daha fazlası! Aleksandır Siksallandır da yazabilirdim oraya, bunu da düşünmek lazım di mi ama :)
gregor samsa dedi ki…
Aleksandır Siksallandır, senden çok bana yakışırdı Gökhan:)
Gökhan dedi ki…
gregor gece gece güldüm sayende :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii

Aklıma Takılanlar

Kışın kafelerde, metrolarda filan bir kere bile kitap okuduğunu görmediğim yurdum burcuva kızı neden güneşlenirken kitabına gömülür? Ben biliyom nedenini de, ayıp değil mi güneşin altında kavrulan o zavallı kitabın yapraklarına be güzel ablam ama ya!