Ana içeriğe atla

moralim bozuldu

ben muz etiketi kolleksiyonu yapıyorum. muzların üstünde bulunan etiketleri itinayla söküp lisede kütüphaneden çaldığım bir şiir kitabının ön sayfasına yapıştırıyorum. bugüne kadar 50 kadar farklı muz etiketi biriktirmiştim. fakat zevcem sabah bu linki gönderdi bana

kadın 10.000'in üzerinde muz etiketi biriktirmiş...

çok moralim bozukh...

biğ de limki koysaymışım iyi olacakmış tabi :) şimdi koydum

Yorumlar

Sade dedi ki…
:O çok pismiş
sarya dedi ki…
Gökhan ben varya senin şu sayacı çok seviyorum. diğer bloglarda bu sayaçlardan pek yok her geldiğimde ilk önce sayaça bakıyom kaç kişi gelmiş diye :)
Gökhan dedi ki…
sade nası pis anlatamam. a'dan başlamış üşenmemiş hepsini fotoğraflamış kadın. benim koleksiyonu çöpe attım.

sarya ben de feedjitten kim gelmiş kim gitmiş ona bakıyorum düzenli, önceleri sayaca da bakardım şimdi daha çok feedjitteyim daha çok müşteri değil müdavim artık derdim :)
Adsız dedi ki…
Ay neden çöpe attın yaa?
Vladimir dedi ki…
Vay be :) 10 000 dene haçç kadın o muzları yediyse nolmuştur kendisi? eşi dostu?
Babel Fish dedi ki…
bense,
hiç muz etiketi kolleksiyonu yapan duymamıştım, ki orda takıldım ve daha varamadım sayıca seni geçen o kadına şaşırmaya... :)
Gökhan dedi ki…
Müge, sana Cyprinus carpio diyorum

Vladimir bir de muz peklik yapar işin o boyutu daha fena değil mi allaşkına :)

burcu tavsiye ederim her manav alışverişini heyecana çevirir. ayrıca seyyarcıların yanından geçerken de macera yaşarsın :)
Adsız dedi ki…
Ayyy, anlatıma bir vurgu, bir abartı, bir güzellik olsun diye haa. Atmamaıştır dediydim ama. Sensin ulan lapin. Aaaa, ayıp. :P
Gökhan dedi ki…
hihihihi
Puffy dedi ki…
Sektörel bir yaklaşımla dünyada en azından 10.000 muz üreticisi firma mı varmış yani?
Ben de karton bardak altlığı biriktiyorum ama onunla ilgili linklere hiç rastlamasam bari.Zira muz etiketi koleksiyonunda 10.000'e varılmışsa,benimkinin rekortmeni allah bilir kaç haneli sayılara ulaşmıştır.
Gökhan dedi ki…
ettiketlerin hepsi ayrı markaların değil puffy kardeşim. kadın etiketlerin evrimini de izlemiş. dizayn neydi ne oldu onu da görebiliyorsun.
Puffy dedi ki…
Herşey tropikal ortamdaki yabani muz tohumunun ıslahı ile başlıyor desene.

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Makinalaşmak İstiyorum" Şiiri Üzerine

Virgillius'un şu yazısını okuduktan sonra bir cevaba girişip yorum kısmına koyacak oldum. Fekat yorumun limitlerinin almayacağı bir yazıya dönüştüğü için yazacaklarım, buraya almaya uygun görmüş bulunmaktayım efenim. Üstat hazır sen yokken meydanı boş bulup atıp tutayım biraz. “Makinalaşmak İstiyorum” şiiri Nazım Hikmet'in şiirinin gelişme döneminde denediği Fütürist akım dahilindeki bir iki şiirinden birisidir. Fütürist akım İtalya'da Marinetti tarafından başlatılmış daha sonra özellikle Rusya'da faşizme olan açık desteği paranteze alınarak geçmişe dair herşeyi reddeden cesur tavrı öne çıkarılarak Mayakovski ve Hlebnikov tarafından uygulanmıştır. Mayakovski'nin şiirinin bu kadar sert, açık ve kavgacı olmasının sebebi şairin manyak bakan gözleriyle birlikte bu akımdır. Nazım Hikmet'in KUTV'da eğitim görürken okuduğu ve çarpıldığı bu şiir biçimine öykünerek yazdığı bir şiirdir “Makinalaşmak İstiyorum” Biçimsel olarak oldukça özel bir yer tutar Türk şii...

DEVRİM YAPACAADIK DA BİZİ BU İNTERNET BİTİRDİ

bu foto sadece erkek veya lezbiyen veya biseksüel okuyucunun dikkatini yazıya çekmek için konmuştur. Görsel meta tüketimi de insanda "çünkü ben buna değerim!" duygusu yaratıyor. "Koçum benim! Bunların hepsi sana vermek istiyor! Bak nasıl da sıraya girmişler" Son bir kaç gündür tuvalet kitabım Fransa'da 68'de neler olduğunu anlatan, unuttuğum adı da bu minvalde bir şey olan bir kitap. Ondan önce de Vietnam Savaşı'nı okuyordum. Benim için sanıyorum tuvalet aynı zamanda bir okuma mabedi haline gelmiş durumda. Tuvalet dışında okuyamıyorum. İşteki tuvalette ayrı kitap evdekinde ayrı kitap okuyorum. İşteki tercihlerim genelde kafa dağlamayan Amerikan romanları. Bir yandan Gore Vidal'in Düello'sunu bir yandan da Mario Puzo'nun Omerta'sını okuyorum işte. Evde ise genelde araştırma kitaplarından daha fazlasını almıyor kafam. Bazen sırf kitap okumak için çişim olduğu halde takılıyorum tuvalette. Evet manyağım belki, ama sanırım dış dünyanın t...

Kadınsan Boku Yedin Olm!

Bu yazıyı yazmak uzun bir süredir aklımda. Puffy biraderimin şu yazısını okuyunca bir kere daha aklıma geldi "Ulan ben bunu yazacaktım!" dedim. Aradan bir ay geçtikten sonra, ilk boş vaktimde çakıyorum efendim. Ebru Şallı "kilolu kadın çirkindir" demiş. Kate Moss bunu duymuş, durur mu, "Hiçbir şey sıskalık kadar zevk vermez" demiş. Şimdi bu hemen alttaki ablaların gerçekten güzel olduğunu düşünenlere sesleniyorum. Bu fotoğraftaki güzel kadınların hepsine sırayla, uzun uzun bakınız. Bu iki ablaya çok fena halde katılan birileri daha vardı tarihte. Gerçi onlar sadece Yahudi kadınların iyiliğini düşünüyordu. Yahudi kadınların zayıf daha güzel görüneceğini düşünüyorlardı. Sloganları da "Hiçbir şey Yahudi kadınlarının sıskalığı kadar zevk veremez" idi. Gerçi onlar bir yerden sonra hadisenin bokunu çıkarıp olayı bütün Yahudi cemaatine yaydılar ama olsun. Şimdi üstteki fotoğrafa uzun uzun bakan ve iç geçiren arkadaşlar bir de şu alttaki fotoğrafl...